2. BÖLÜM BAĞIMLILIK: ETKİLERİ VE SONUÇLARI 12 Eylül 2025, 16:54

2. BÖLÜM
BAĞIMLILIK:
ETKİLERİ VE SONUÇLARI
Bir Kişinin Madde Bağımlısı Olduğu
Nasıl Anlaşılır?
Madde bağımlılığının genelde görülen belirtileri şunlardır:
- Arkadaş ve aile ilişkilerinde kopma ya da zayıflama
- Kendini kontrol etme konusunda zorluk yaşama
- Daha önceden kişide bulunmayan devamlı gerginlik ve huzursuzluk hali
- Yeni bir sosyal ortama dahil olma ve eski dostlarını ya da yakınlarını bu ortama dahil etmeme
- İki uçta veya dengesiz duygudurumu ve duyguları yoğun olarak yaşama (aşırı sinirlilik, aşırı mutluluk vb.)
- Kontrolsüz ya da aşırı para harcama
- Diğer aktivitelere ilginin azalması, günlük yaşantısında yapması gerekenleri yapmayıp üzerine düşen görevleri aksatma
Bütün bunlar, bir kişinin bağımlılığının bulunduğunu gösteren belirtilerin başında gelir.
Madde bağımlılığı kişiyi normal yaşantı ve davranışlarından uzaklaştırır. Bulantı, kusma, karın ağrıları, kabızlık, ishal, mide ve bağırsak spazmlarına/kanamalarına sebep olur. Tüm iç organların zarar görmesine ve buna eşlik eden bir dizi hastalığa yol açar. Zehirlenmelere ve bu yolla gelen ölümlere sebebiyet verir.
Bağımlı hale gelen birey karar vermekten kaçınma, terk edilme korkusu, pasif ve yapışkan davranış, düşük sosyal sınırlar, eleştiriye aşırı duyarlılık gibi kişilik bozukluğu belirtileri gösterir. Bağımlı veya istismarcı ilişkiler kurar. Kendine zarar verme eylemlerine yönelebilir, hatta intihara teşebbüs edebilir.
Bir kişinin madde bağımlısı olup olmadığı idrar, kan, nefes, tükürük, ter veya saç örnekleri ile test edilebilir. İnvaziv olmaması, yani vücudun delinmesini gerektiren bir müdahale içermesi, yanı sıra hızlı olması ve birçok ilacı tespit edebilmesi sebebiyle, idrar tahlili en yaygın kullanılan test yöntemidir.
Madde Bağımlılığı Bulunan Bireyin
Bağımlı Olduğunu Kabul Etmesi
Nasıl Sağlanır?
Madde bağımlılığı bulunan birey alkol veya madde etkisi altındayken onunla konuşmanın hiçbir yararı yoktur. Konuşmak için, kişinin madde veya alkolün etkisinden kurtulması beklenmelidir. Madde bağımlılığı bulunan bireye yardım edecek kişilerin yapacakları konuşma açık, net, samimi ve inandırıcı olmalıdır.
Madde bağımlılığı ile birlikte birçok psikolojik problem de ortaya çıkar. Panik bozukluk, dürtüsellik, kendine zarar verme davranışı, intihar ve depresyon bu sorunlar arasında yer alan ve bağımlılık süresince eş tanı alınan problemlerdir.
Aile üyelerinden bir kişi bağımlı olduğunda, bu durum sadece o bireyi değil, bütün aileyi etkiler. İçlerinden birinin bağımlı olduğunu öğrendiklerinde, diğer aile bireyleri sabırlı ve sakin olmalıdırlar. Madde bağımlılığı bulunan bireyden hemen hızlı değişim beklemek doğru değildir, çünkü böyle bir şey mümkün değildir. Bunun yerine, öncelikle onu anlamak ve samimi bir şekilde dinlemek gerekir. Bağımlılık bir aile ve toplum sorunu olduğu için, bireyin değişimi kadar ailenin ve toplumun bilinçlenerek madde bağımlılığı bulunan bireye doğru yaklaşımda bulunması da tedavi sürecinde büyük önem taşımaktadır. Madde bağımlılığı bulunan birey bağımlılık süresince yaşadığı olumsuzluklar sebebiyle aile ve çevreden uzaklaşıp yalnızlaşabilir, içe kapanık hale gelebilir.
Unutulmamalıdır ki, bağımlılık bir beyin hastalığıdır. Bu sebeple madde kullanımı madde bağımlılığı bulunan birey için aile ve çevreden önce gelebilmektedir. Bağımlılık süreci öğrenildikten sonra, bağımlı kişiye aşağıdaki davranışlarla yaklaşmaktan uzak durulmalıdır:
- Emir verici bir şekilde konuşmak ve ona karşı üstünlük kurmak
- Eleştirmek, tehditvari konuşmak, şiddete başvurmak
- Akıl ve öğüt vererek ikna etmeye çalışmak
- Manevi ve ahlaki yargılarda bulunmak
- Yaşadığı sorunları, travmatik olayları hatırlatmak
- Yaptığı hataları yüzüne vurmak
Madde bağımlılığı bulunan bir bireye bu şekilde davranışlarda bulunmak, onun bağımlılığını tamamen kabullenmesi noktasında işe yaramayacaktır.
Aynı şekilde, hiçbir şey yokmuş gibi davranmanın, ortadaki madde kullanımı ve bağımlılık gelişimi olgusunu görmezden gelmenin, şakaya vurma veya durumu inkâr gibi yollara yönelmenin de hiçbir yararı yoktur.
Çevremizdeki bir kişide bağımlılık oluştuğunun farkına vardığımızda panik olmamak, ancak bu durumu görmezden gelme yahut olağan karşılama gibi bir tutuma da yönelmemek gerekir. Madde bağımlılığı bulunan bir yakınımızı ikna etme, kabullenme ve tedaviye karar verme sürecinde ona yardımcı olabilmek için bu dengeli tutumu benimsemek şarttır. Kişinin yaşadığı duygu, düşünce ve korkuları anlamaya çalışmamız gerekir; ama onun, bağımlı hale geldiği ve bu durumdan kurtulması için tedavinin gerekli olduğu gerçeğiyle yüzleşmesi de sağlanmalıdır. Bu yüzleştirme, ancak maddenin etkisinde olmadığı bir zamanda yapıldığında başarılı olabilir.
Kişide bağımlılığın gelişmesi bir süreç içinde vuku bulduğu gibi, bağımlılıktan kurtulmak da bir süreç içinde gerçekleşir. Madde bağımlılığı bulunan bireyler, ilk başta, durumlarıyla yüzleşmez, kendilerinin bağımlı olduğu yargısını reddeder ve tedavi görmeleri gerektiği yönündeki tavsiyeleri kabul etmezler. Bu durumda zorlayıcı davranmak başarılı bir tedaviyi mümkün kılmaz, bilakis direnç ve dolayısıyla çözümsüzlük getirir. Bağımlılığın tedavisi, bireye fark ettirmeden değil, bilakis bireyin bu gerçekle yüzleşmesi ve durumunu kabullenmesi ile mümkün olur. Dolayısıyla, önce farkındalık oluşturmak veya farkındalık oluşmasını beklemek, bağımlılık durumunun kabul edilmesini takiben kişinin kendi iradesiyle tedaviye yönelmesini temin etmek gerekmektedir.
Bireyin bağımlılığını kabul etmesinde bağımlılıktan kurtulmuş bireyler ile görüşmenin ve onların hayat hikayelerinin dinlenilmesinin yüksek düzeyde ikna edici etkisi olabilir. Online ya da teknolojik vasıtalar ile ulaşılan danışmanların bağımlılık kriterleri ile ilgili olarak verdiği aydınlatıcı bilgiler de bu anlamda çok faydalı olacaktır. Bağımlı bireye bağımlılığı kabul etmekle fark edeceği acziyet duygusunun gerçekten onu aciz bırakmayıp iyileşme yolunda gerçekçi bir motivasyon ve güç sağlayacağı anlatılırsa bağımlılığını kabul etmeye daha istekli hale gelebilir. Bağımlılıkla eşleşmiş acizlik duygusu bağımlılığın kabul edilmesiyle birlikte ortaya çıkmayıp bilakis kullanımı sonlandırmakla ortadan kalkacaktır. Bireyin kısa süreli maddeyi bırakmanın bağımlı olmadığının göstergesi olmadığının hedefin maddeden kalıcı olarak uzaklaştığı hal olduğu kabul ettirilirse o anki bağımlılığının kabul edilmesi noktasında kognitif (Düşünce düzeyinde) bir bakış açısı sunacaktır.
Madde Bağımlılığı
Kişinin Fiziksel Sağlığını Nasıl Etkiler?
Madde bağımlılığı, kullanıcı kişi için pek çok fiziksel sorunu da beraberinde getirir. Bu sorunların ortaya çıkışının kullanılan maddenin türüne, kullanım sıklığına ve süresine göre değişkenlik göstermesine karşılık, bağımlılık yapan maddelerin zararlarının esasen ilk kullanımdan itibaren başladığı unutulmamalıdır.
Esrar, onun hakkında üretilen genel kanının aksine, bağımlılık potansiyeli olan ve çokça zararı bulunan bir uyuşturucu maddedir. Bu zararların başında fiziksel zararlar gelir. Kullanan kişilerde akciğer kanseri, bronşit, astım gibi zararlara yol açtığı gibi, kardiyovasküler sorunlara, yani kalp-damar rahatsızlıklarına ve beyin fonksiyonlarında düşüşlere (bellekte bozulma, kolay unutma, öğrenme yeteneğinde azalma vb.) sebebiyet verebilmektedir.
Opiyatlar olarak sınıflandırılan, kullanımında gevşeme ve rahatlama hissi veren uyuşturucu maddeler de bünyede ağır hasar bırakan maddelerdir. Eroin, kodein, morfin, metadon, buprenorfin (suboxone, subutex),opiyatlar sınıfında yer alan uyuşturuculardır. Bu maddeleri kullanan hastanın ilk göreceği fiziksel zarar, şiddetli yoksunluk belirtileridir. Bu belirtilerde eklem ve kas ağrıları, uykusuzluk, sindirim sisteminde bozukluklar gibi sorunlar baş gösterir. Bu maddeler kişide böbrek yetmezliğine, kan yoluyla bulaşan—HIV gibi—rahatsızlıklara, spazm başta olmak üzere mide sorunlarına, diş çürümesine ve diş eti rahatsızlıklarına da sebebiyet verirler. Kullanım süresine ve sıklığına bağlı olarak, bu maddeler bağımlılığı bulunan bireyde beyinle ilgili etkiler de gösterirler. Nöbet, hafıza bozukluğu ve bilişsel işlev bozuklukları bu olumsuz etkilerin en önde gelenleridir.
Sentetik kannabinoidler, bonzai başta olmak üzere pek çok formu bulunan uyuşturucu maddelerdir. Bu çeşitliliğe bağlı olarak, yan etkileri ve zararları da çokça değişkenlik göstermektedir. Hipertansiyon ve hipotansiyon (tansiyon yüksekliği veya düşüklüğü), kalp ritim bozuklukları bu sınıftaki maddelerin en başta gelen etkileridir. Bu sınıftaki maddeler kalp krizine, solunum sorunlarına, akciğer kanseri ve enfeksiyonlarına, beyin fonksiyonlarında bozulmalara, kandaki değerlerde olumsuz değişikliklere, böbrek yetmezliği gibi daha birçok fiziksel probleme sebebiyet vermektedirler.
Kokain bağımlılığı bulunan bireyler ise uyku sorunlarından kalp düzensizliğine ve kalp krizine, böbrek rahatsızlıklarından burun kanamaları ve delinmesine kadar fiziksel pek çok rahatsızlığa maruz kalmaktadır. Yanı sıra, hastada nörolojik sorunlar; tikler, epilepsi, baş ağrısı, beyin damarlarında tıkanma, beyin kanaması gibi etkileri de görülmektedir.
Ekstazi bağımlılığı bulunan bireylerde aşırı sıvı kaybına bağlı ani ölüm, uyku sorunları ya da uykusuzluk, iştahta azalma, göz bebeklerinde büyüme ve sürekli hareket halinde olma en başta gelen olumsuz sonuçlardır. Bu maddenin kullanımı kalp ve tansiyon rahatsızlıkları, kas spazmları, kısa dönem bellekte bozulmalar ile bayılma, nöbet, bilinçte bozulma gibi fiziksel sorunlar da ortaya çıkarmaktadır.
Metanfetamin bağımlılığı bulunan kişilerde görülen fiziksel bozulmalar; met ağzı denilen ciddi diş problemleri, iştah kesici özelliğinden kaynaklanan belirgin kilo kaybı, deri altında böcek var hissiyle kişinin cildine zarar vermesiyle oluşan yaralar , kemik ve iskelet sisteminde bozulmalar, enjeksiyon yoluyla kullanımlarda bulaşıcı hastalıkların kullanıcıya bulaşması gibi ve aynı zamanda kalp ve damar sorunlarına neden olabilir. . Kalp atış hızında artış, düzensiz kalp ritmi ve kan basıncında artış (hipertansiyon) dolaşım sistemi üzerindeki etkilerindendir. Vücut ısısının artması (hipertermi) ve kasılmalar aşırı doz kullanımında görülebilir ve hemen tedavi edilmez ise ölümle sonuçlanabilir. Bazı kullanıcılar saç ve vücut tüylerinde dökülmeler şeklindeki tecrübelerini de aktarmışlardır
Madde Bağımlılığı
Psikolojik Sağlığı Nasıl Etkiler?
Madde kullanımının psikolojik etkisini sadece psikolojik hastalık ekseninde değerlendirmek doğru ve yeterince açıklayıcı olmaz. Madde kullanımının psikolojik sağlığa yönelik olumsuz etkileri sosyal, nörolojik, patolojik, ilişkisel vb. boyutlar da içerdiği için, hepsini de irdelemek üzere adım adım ilerlemek daha faydalı olacaktır.
Duygu Durum Bozuklukları: Madde bağımlılığı bulunan bireyler aldıkları madde sonrasında hormonal değişiklikler yaşarlar. Bu değişiklikler kişide yoğun haz, mutluluk, gevşeme gibi duyguların yaşanmasına yol açar. Bağımlılık yapan maddenin vücuttan çekilmesiyle o duygular da beyinden hızlıca çekilir ve hormonal durum çok hızlı ve sağlıksız biçimde değişir. Bu yükselme ve alçalma durumları neticesinde, madde kullanımına bağlı olarak madde bağımlılığı bulunan bireylerde bipolar kişilik bozukluğu ve depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Kokain ve amfetamin gibi maddeler, kişide endişeli bir ruh hali meydana getirebileceği gibi, kullanımının devamında anksiyeteye, yani kaygı bozukluğuna da yol açabilir.
Psikotik Rahatsızlıklar: Özellikle bonzai gibi sentetik kannabinoidler ile LDS ve meskalin gibihalüsinojen maddeler, ani duygu değişimleri ile beraber halüsinasyon ve sanrılara sebebiyet vermektedirler. Kullanımın devamında, madde bağımlılığı bulunan bireyde gerçeklik algısından kopmalar ile psikotik atak dediğimiz düşünce ve algı bozulmaları oluşur. Kullanımın beyin üzerindeki etkisi neticesinde, bireylerde hezeyanlar ve şizofrenik bir tablo da görülebilir.
Sosyal İzolasyon ve Sosyal İlişkilerde Bozulma: Bağımlılığın bir açıdan yalnızlık hastalığı olduğu söylenir. Bu söze sebebiyet veren, madde bağımlılığı bulunan bireyin ailevi ve sosyal ilişkilerinin bağımlılık yapıcı madde kullanımı sonrasında giderek azalması ve hatta yok olmasıdır. Hasta hayatının odak noktasına maddeyi arama ve bulmayı koyduğu için, hayatla ilgili diğer tüm faaliyetlerini—ki buna sosyallik de dahildir—aksatır veya hiç yerine getirmez. Hasta, bozulan bu ilişkilerin tamiratı yerine, kendisini daha da yalnızlaştırma yoluna gider.
Bağımlılıkta İstek: Madde bağımlılığı bulunan birey, yoksunluk duygusu veya kullanma isteği neticesinde, maddeye ulaşmak için her türlü girişimi kendisine mubah görecektir. Bu doğrultuda kişi bağımlılığını sürdürmek için ailevi imkânları suiistimal veya istismar edebilir. Ahlaka aykırı olan ve yasalara uygun olmayan eylemlerde bulunabilir.
Bağımlılıkta İntihar Düşüncesi: Kullanılan maddenin duygu durumunda meydana getirdiği farklılıklar neticesinde bağımlı kişide intihar düşünceleri gelişebilir. Madde bağımlılığı bulunan bireylerde, özellikle duygu durum bozukluklarına sebebiyet veren maddeleri kullananlarda, oluşan depresif ruh haliyle beraber intiharı düşünme, tasarlama ve hatta eyleme geçirme sonucuyla karşılaşılabilir. Benzer şekilde, bireyin yaşadığı kayıplar; aile ilişkilerinde bozulma, toplumdan dışlanma, maddi ve manevi sorunlar, hayatta tutunabilecek bir dal yokmuş izlenimine yol açıp intihar düşüncesini tetikleyebilir.
Motivasyon Kaybı: Madde bağımlılığı bulunan bireyin madde kullanımı sonrasında yoğun olan haz ve mutluluğu hayatın içerisindeki diğer mutluluk ve zevkleri görmemesine ve bunları algılamamasına sebebiyet verir. Birey, içilen madde sonucunda yaşadığı hormonal yükseklik sebebiyle, diğer insanların zevk aldığı ve mutlu olduğu yeme içme, cinsellik, yeni bir güne başlama, güzel bir manzara seyretme gibi anlık küçük zevk sebeplerinden haz almaz. Kısacası, normal bir hayatın zevk ve mutluluğundan mahrum kalır. Bu mahrumiyet, onu bu hayatın yaşamaya değer olup olmadığı yönünde yanlış bir sorgulamaya itebilir.
Bağımlılık Yapan Maddelerin
Cinsel Hayata Etkileri Nelerdir?
Madde bağımlılığının cinselliğe etkisi madde türüne, bağımlılığın süresine ve kişinin genel sağlığına bağlı olarak değişir. Ancak bilimsel çalışmalar madde kullanımının sonuçları arasında cinsel işlev bozukluklarının da olduğunu açık biçimde göstermiştir. Bu cinsel işlev bozuklukları şöyle sıralanmaktadır:
Erektil Disfonksiyon: Madde bağımlılığı olan erkeğin cinsel ilişki sırasında erekte olamaması, yani sertleşme sorunu yaşamasıdır. Kokain maddesi içen kişiler, başta uzamış ereksiyon durumu yaşar ve bu sebeple sertleşememe gibi bir durumdan asla muzdarip olmayacaklarını düşünürler. Fakat madde kullanımı uzun dönemde kişide ereksiyon problemleri başlatarak kişiyi cinselliğinin tamamen bitmesi noktasına getirebilir. Afyon kullanımı neticesinde de benzer şekilde erektil disfonksiyon problemi sıklıkla görülmektedir. Yapılan araştırmalarda, uzun dönemli afyon kullanan kişilerde sertleşme durumunun yüzde 90 düştüğü görülmüştür. Ekstazi ve sentetik maddeler başlangıçta cinsel performansı arttırıcı etkiye sahip gibi gözüksede, uzun vadede kişi normal şartlarda normal bir cinsel performans gösteremez hale gelir ve normal bir performansa ulaşıp cinselliği sürdürebilmek için sürekli bu maddelere ihtiyaç duymaya başlar.
Cinsel İsteksizlik: Bağımlı kişilerde madde kullanımının süresi uzadıkça bazı hormonların daha az salgılanması veya hiç salgılanmaması söz konusu olur. Bu hormonlardan başta geleni “erkeklik hormonu” olarak da adlandırılan testosterondur. Afyon, sentetik kannabinoidler, eroin gibi opiyatlar libidoyu, yani cinsel enerjiyi düşürerek zamanla cinselliğe ilgiyi azaltabilir. Benzer şekilde, alkol içeren madde kullanan kadın hastaların yüzde 33’ünde cinsel fonksiyon bozukluğu görülmüştür. Yapılan bir başka çalışmada, madde bağımlılığı bulunan kadınlarınistek, uyarılma, lubrikasyon (ıslanma) ve orgazm evrelerinde diğer kadınlara oranla daha düşük puanlara sahip oldukları görülmüştür.
Riskli Cinsel Davranışlar: Madde bağımlılığı, riskli cinsel davranışlara da yol açar. Bu, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara (HIV, hepatit) ve cinsel ilişkiye bağlı diğer sağlık sorunlarına neden olabilir.
Madde Bağımlılığı Başka
Hangi Bağımlılıklara Yol Açmaktadır?
Madde kullanan bireylerde, kullanılan maddeye bağlı olarak kullanım sıklığı, kullanım süresi ve kullanılan maddenin türüne göre oluşma zamanı ve şiddeti farklı olmakla birlikte her hâlükârda bağımlılık gelişir ve madde kullanımı devam ettikçe bu bağımlılık giderek şiddetlenir. Bu kısır döngüye, alınan maddeye karşı vücudun vermiş olduğu tepki ve aynı zamanda maddenin beyindeki dopamin ve haz mekanizmasının doğru çalışmasına engel olması sebebiyle girilmektedir.
Kişi madde kullanım süreci içerisinde davranış, düşünce ve duygu durumlarında değişimler içerisine girer. Bağımlılık yapıcı maddeler her ne kadar farklı özelliklerde olsalar da, aslında tüm bağımlılıkların insan beyninin işlevleri üzerindeki olumsuz etkileri aynıdır. Hepsinin de duygu, düşünce, tutum ve davranışlar üzerinde olumsuz etkileri bulunmaktadır.
Belirli bir süreden sonra, kişi maddeyi kullanma sıklığını ve miktarını gittikçe arttırmak zorunda kalır. Çünkü alınan doz ve sıklık, gitgide beynin aramış olduğu ihtiyacı karşılayamaz hale gelir ve kişi aynı hazzı almak için kullandığı dozu ve kullanım sıklığını sürekli arttırmaya mecbur kalır.
Böylece kendisinde bağımlılık gelişen kişi, kullanmış olduğu madde doz ve sıklığı arttırdığı halde bir zaman sonra yetersiz gelmeye başladığı için, bu kez farklı arayışlara yönelir. Arayış içerisinde, farklı madde türlerini deneme sürecine girer. Bu süreçlerde beyindeki dopamin salgılaması tekrardan bir artışa geçtiği için, aynı kısır döngü bu maddelerde de tekrarlanır. Sonuç, kişide kullanmış olduğu farklı maddelere ve yanı sıra madde dışındaki diğer bağımlılık türlerine karşı da tolerans gelişmesidir.
Bu süreçlerde kişinin tolerans geliştirdiği, yani aldığı dozun yol açtığı etkinin giderek zayıflaması sonucu aynı etki için doz arttırma durumunun ortaya çıktığı başlıca bağımlılık çeşitleri şunlardır:
- Alkol bağımlılığı
- Seks bağımlılığı (cinsel aktivite bağımlılığı, sapkın cinsel davranışlar)
- İlaç bağımlılığı
- Kumar bağımlılığı
- Teknoloji bağımlılığı (İnternet, Sosyal Medya, Oyun Bağımlılığı)
- Farklı davranışsal bağımlılıklar ve bozukluklar (yeme, alışveriş, kleptomani)
Madde Bağımlılığından Nasıl Korunabiliriz
Ve Yakınlarımızın Temasını Nasıl Engelleriz?
Madde bağımlılığından korunmak için öncelikle madde kullanımının sonuçlarını bilmek gerekir. Bu sonuçları bilmek, kişilerin madde kullanımı konusunda eğitilmesiyle başlar.
Madde kullanımı, türüne göre çeşitlilik içerse de, kişide hızlı ve güçlü bir bağımlılık meydana getirir. Kullanımı esnasında kişide fiziksel, sosyal, psikolojik pek çok zarar ve hasara yol açar. Birçok maddenin daha ilk kullanımı neticesinde bağımlılığın hızlıca gerçekleştiğini ve madde kullanma sonucu oluşacak zararları bilirse, kişi madde kullanımının olumsuz yanlarına dair daha eğitimli ve dikkatli olacak; bu da onun “bir denemeden bir şey olmaz” düşüncesiyle gördüğü ilk dumana gitmemesi için koruyucu bir rol oynayacaktır.
Kişinin sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemesi, spor ve egzersiz gibi faaliyetlere katılması hem meşguliyeti arttırır, hem de ona hayata dair daha sağlıklı ve olumlu bir bakış açısı kazandırır.
Kişinin aileden aldığı destek ve ailesiyle kurduğu sağlıklı iletişim, sağlıklı bir sosyal hayatın da başlangıcı olduğu için, çevresel faktör risklerini düşürmektedir. Ancak riski en aza indirmek için bireyin bağımlı kişilerden ve bağımlılığa götürecek ilişkilerden muhakkak uzak durması gerekir. Sağlıklı bir ailede büyüyen kişilerin öfke, kaygı, mutsuzluk gibi olumsuz duyguları yaşaması daha az muhtemel olacağından, kişinin bu duygularla başa çıkmak için madde kullanması ihtimali de azalmış olacaktır.
Madde bağımlılığı bulunan bireyin yakınlarının maddeyle temasını engellemek için de benzer yöntemlere başvurulmalıdır. Sevdiklerimizi madde kullanımı konusunda bilgilendirmeliyiz. Bu bilgilendirme üst perdeden öğüt verici bir tarzda değil; açık iletişim yoluyla, yargılamadan ve karşımızdaki insanın yaşı ve entelektüel seviyesi gibi özelliklerine dikkat ederek yapılmalıdır. Onları daha sağlıklı faaliyetlere yönlendirmek, keza sosyal ilişki içerisinde olduğu kişilerden haberdar olmak, yakınlarımızı korumak için faydalı olacaktır. Aile içi bağları kuvvetlendirmek ve ailedeki iletişimi geliştirmek, çevremizi maddeye temastan korumada fayda verecek unsurlardandır.
Madde Bağımlılığının Gelişiminde
Risk Faktörleri Nelerdir?
Madde bağımlılığı için risk faktörlerinin başında genetik yatkınlık vardır. Genetik yatkınlık, kişinin ebeveyn veya daha üst kuşaklarında bir kullanım öyküsüne rastlanmasıdır. Ailede kardeşin, yakın akrabanın madde kullanımı öyküsünün olması risk içeren unsurlardandır. Arkadaş çevresinin, çevresel faktörlerin de madde bağımlılığı gelişiminde rolü vardır. Özellikle akran baskısı sebebiyle veya akranlar tarafından dışlanmama düşüncesiyle ilk kullanımın ardından madde kullanmaya devam etmek suretiyle bağımlılık gelişebilir.
Aile desteği, rehberliği ve iletişiminin eksikliği madde bağımlılığı riskini arttırırken, ailenin destek ve rehberliğinin varlığı ve aile ile iletişimin sağlıklı olması kişinin madde kullanımı sonrasında bağımlılığa duçar olma riskini azaltacaktır.
Bireysel öyküsünde var olan yoğun stres, boşaltılamamış olumsuz duygular ve travmatik olaylar, kişiyi madde kullanımına götürebilir. Maddenin kişinin üzerinde yarattığı haz ve mutluluk duyguları bu olayları ve olumsuz duyguların etkisini bastıracağından, bağımlılık kişi için bu duygulardan ve olaylardan kaçış imkânı sunar. Kişi bu duyguları tekrar yaşamamak ve yaşadığı travmatik olayları hatırlamamak için madde kullanımına devam edip bağımlılık geliştirir.
Madde Bağımlılığının Gelişiminde
Aile ve Arkadaş Ortamının
Nasıl Bir Etkisi Vardır?
Kişide madde bağımlılığı gelişmesinde önemli faktörlerden biri aile ve arkadaş ortamıdır. Aile ilişkileri sorunlu olan bireyler, ailede görmediği değer, sevgi ile aile ortamında alamadığı huzuru maalesef madde kullanımının verdiği yapay mutluluklarla sağlama eğilimindedirler. Aile içindeki sağlıksız iletişimin yol açtığı problemler, ailenin kişiye bilinçsiz yaklaşımı, kavga ve tartışmalar madde kullanan kişide bağımlılık sürecini hızlandıracaktır.
Sağlıklı bir iletişimin gerçekleşmediği, bağımlının destek alamadığı aile ilişkileri neticesinde, kişinin elinde sadece madde kullanırken sağladığı zayıf başa çıkma mekanizmaları kalacak ve bağımlılığa karşı yenik düşecektir. Hasta, ailesindeki sorunlar sebebiyle, madde kullanıcısı diğer arkadaşlarıyla ailede ona verilmeyenleri arayacaktır. Diğer bağımlı kişilerle madde kullanarak yaşadığı benzer duygular onu bağımlı kişilere daha da fazla yakınlaştırır ve yanlış arkadaş ortamı kişide bağımlılık riskini arttırır.
Aile ilişkileri iyi olsa bile arkadaş ortamının madde kullanan kişilerden oluşması kişide bağımlılık gelişimi açısından bir risk unsuru içerir. Ancak bağımlılık için en büyük risk, aile ilişkilerinin sorunlu olması, yanı sıra arkadaş ortamının madde kullanan veya bağımlı kişilerden oluşmasıdır.
Madde Bağımlılığında Sosyal Medyanın,
Televizyon Programlarının
ve Bazı Müzik Türlerinin Etkisi Var mıdır?
Sosyal medyanın kontrolsüz kullanımı başlı başına bir bağımlılık sayılabileceği gibi, üretilen içeriklerde madde kullanmanın “havalı davranış” olarak gösterilmesi de sosyal medya kullanıcısında merak uyandırarak özendirici olabilir.
Toplumsal yıkıma yol açan uyuşturucu madde kullanımı, özellikle çocuklar ve gençler arasında bir alt kültür oluşmasına sebep olmaktadır. Uyuşturucu madde, alkol, sigara ve sentetik maddelerin gençler arasında yayılmasında medyanın olumsuz etkilerinin olduğu kabul edilen bir gerçektir. Bu kapsamda, medyada sıkça yer alan sentetik madde kullanan gençlere ait görüntüler dikkat çekmektedir. Özellikle bu görüntüler ve ilgili haberler, televizyon, sesli medya ve sosyal medya gibi mecraların maalesef vazgeçilmez haberleri arasında yer almaktadır.
Bağımlılık yapan maddeleri içeren ve bu maddelerin kullanımını özendirir nitelik taşıyan her türlü reklam veya eğlence amaçlı gösterim, madde bağımlılığı ile mücadelede bir engel olarak karşımıza çıkmaktadır. Sevilen bir şarkıcının, bir aktörün veya modelin medyada sıkça yer alması ve taklit edilmesi, eğer bu kişi madde kullanan biriyse ve bu açıkça ortaya konuluyorsa, madde kullanımının zihinde “normalleştirilmesi” gibi bir olumsuzluğa yol açmaktadır. Özellikle ergenlik çağındakiler, böyle örneklerden çok etkilenmektedirler.
Ayrıca, bazı şarkıcıların müzik sözleriyle bazı maddeleri kullandıklarını üstü kapalı da olsa anlatıyor olmaları, özendikleri kişiler gibi olmaya çalışan gençlerin bu maddelere yönelmelerinin sebepleri arasındadır.
Bu anlamda bazı dizilerin yer aldığı dijital medya ve bağımlılığın belirli ölçüde normalleştiği batılı düşünceyi telkin eden yapımlar riski arttıran önemli faktörler olarak kabul edilmelidir.
Bağımlı Kişinin Yaşadığı Problemler Nelerdir?
Madde bağımlılığı, kişinin hayatını derinden etkileyen karmaşık bir sorundur. Bağımlı kişiler, bu bağımlılıkla başa çıkmak için bir dizi fiziksel, psikolojik ve sosyal zorluklarla karşılaşırlar.
Madde bağımlılığına sahip bireylerin yaşadığı temel problemleri şu şekilde özetleyebiliriz:
Fiziksel Sağlık Sorunları: Madde bağımlılığı, vücutta bir dizi olumsuz etkiye sebep olur. Organ hasarı, bağışıklık sistemi zayıflığı, uyku düzeninin bozulması gibi fiziksel sağlık sorunları, bağımlı kişilerin yaşam kalitesini düşürür.
Psikolojik Zorluklar: Madde bağımlılığı, duygusal sorunlara yol açabilir. Anksiyete, depresyon, öfke ve duygusal istikrarsızlık gibi durumlar, bağımlı bireylerin günlük yaşamını olumsuz biçimde etkiler.
İlişki Problemleri: Bağımlı kişiler aileleri, arkadaşları ve iş arkadaşları ile ilişkilerinde sorunlar yaşayabilirler. Güvensizlik, iletişim eksikliği ve sorumlulukların yerine getirilememesi, ilişkilerde gerilime neden olabilir.
İş ve Eğitimle İlgili Zorluklar: Madde bağımlılığı bireyin iş ve eğitimle ilgili hedeflere ulaşmasını engeller. İşyerinde performans düşüklüğü, devamsızlık ve eğitimden uzaklaşma gibi sorunlar ortaya çıkar.
Hukuki Sorunlar: Madde bağımlılığı hukuki problemlere de yol açar. Madde kullanımıyla ilgili yasal sorumluluklar, cezai suçlamalar ve toplum içindeki saygınlığın kaybı gibi sorunlar, bağımlı kişilerin karşılaştığı hukuki zorluklardan sadece birkaçıdır.
Manevi ve Ahlaki Problemler: Madde bağımlılığına duçar olan bireyin maddeye ulaşmak için başladığı finansal kaynak arayışı, onu toplum ahlakına uygun olmayan çeşitli fiilleri yapmaya zorlar. Maddenin verdiği etkiyle bireyin algıları değişir, hayat ona anlamsız gelmeye başlayabilir. Manevi anlamda büyük bir boşluğa düşer ve zamanla sadece haz odaklı bir yaşam tarzını benimser. Peşi sıra, bu hazza götüren bütün yolları mübah görmeye başlar. Bu da beraberinde manevi ve ahlaki bir çöküşü getirir.
Bağımlı Kişinin
Ailesinin Maruz Kaldığı Problemler Nelerdir?
Madde bağımlılığı sadece bireyin kendi hayatını etkilemekle kalmaz, aynı zamanda çevresindeki insanları da derinden etkiler. Bu durumun en fazla etkilendiği gruplardan başında bağımlı kişinin ailesi gelmektedir. Madde bağımlılığı bulunan bir bireyin ailesi, bir dizi zorluğa ve duygusal mücadeleye maruz kalabilir.
Madde bağımlılığı bulunan bir bireyin ailesinin yaşadığı belirgin problemleri şu şekilde özetleyebiliriz:
Duygusal Zorluklar: Madde bağımlılığı, ailenin duygusal sağlığını ciddi şekilde etkiler. Ebeveynler, kardeşler ve diğer aile üyelerinin sürekli endişe, korku ve belirsizlik hissi yaşamalarına yol açar. Bağımlılığı bulunan bireyin davranışlarından dolayı aile içindeki ilişkilerde gerilimler artabilir, güven sarsılabilir ve duygusal bağlar zayıflayabilir.
Finansal Sorunlar: Madde bağımlılığı aile ekonomisine önemli bir yük getirir. Bağımlı bireyin madde temin etmek için harcadığı paralar aile bütçesini olumsuz yönde etkiler. Bu durum ailenin temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanmasına ve finansal belirsizlik yaşamasına neden olur.
Sosyal İzolasyon: Bağımlılık, ailenin sosyal ilişkilerini etkileyebilir. Diğer ailelerle iletişimde zorlanma, topluluklardan uzaklaşma ve ailenin dış dünyayla ilişkilerinin zayıflaması gibi durumlar ortaya çıkar. Bu durum ailenin destek ağını kaybetmesine ve izole olmasına sebep olur.
Ruhsal Sağlık Sorunları: Madde bağımlılığı, aile üyelerinin ruhsal sağlığını da olumsuz biçimde etkiler. Bağımlılıkla başa çıkmaya çalışan aile üyelerinde stres, depresyon, anksiyete ve diğer ruhsal sağlık sorunları baş gösterir veya zaten varsa—şiddetlenir. Bu durum, aile içindeki her bireyin ruhsal sağlığını olumsuz etkiler. Madde etkisinde bireyin bilinç ve davranış kontrolünü kaybetmesi sonucu aile fertlerinin can güvenliği tehlikeye düşmektedir.
Çocukların Eğitim ve Gelişim Sorunları: Madde bağımlılığı, ailedeki çocukların eğitim ve gelişimini de olumsuz etkiler. Çocuklar bağımlı bir ebeveynin davranışlarından dolayı duygusal travma yaşayabilirler, okul performansları düşer ve genel olarak sağlıklı bir gelişim süreci yaşamakta zorlanabilirler. Bağımlı babaların, annelerin ve aile büyüklerinin sosyal öğrenme aracılığı ile bağımlılığı gelecek nesillere aktarması önemli bir risk faktörüdür.
Duyulan Utançtan Dolayı Gizleme Sorunları: Bağımlı bireyin durumundan dolayı duyulan utançtan ailenin tabloyu gizlemeye çalışması istenilen hedefi sağlamayacak daha büyük ve kontrol edilemez şekilde ortaya çıkacaktır. Bu da bireyin bağımlılıktan uzak durmasını arzu eden ailenin dolaylı bir şekilde maddeye yönlendirmesi anlamına gelir. Bu da aileleri yalan söylemeyi alışkanlık haline getirmesi riskiyle karşılaştıracaktır.
Bağımlılık Olgusunun
Toplum Psikolojisi Üzerindeki Etkileri
Nelerdir?
Madde bağımlılığı, bireylerin fiziksel ve psikolojik sağlıklarını olumsuz yönde etkilediği gibi, toplum psikolojisi üzerinde de geniş kapsamlı olumsuz etkilere neden olabilir.
Bağımlılığın toplum psikolojisi üzerindeki bazı önemli etkilerini şöyle özetleyebiliriz:
Toplumsal İzolasyon ve Stigmatizasyon: Bağımlılıkla mücadele eden bireyler genellikle toplum içinde dışlanma, damgalanma ve ayrımcılıkla karşılaşabilir. Bu durum, bağımlılıkla mücadele eden kişilerin toplumsal bağlarını zayıflatabilir ve izole olmalarına sebep olabilir.
Aile İlişkilerinde Bozulma: Bağımlılık, sadece bireyin kendi hayatını değil, aile ilişkilerini de etkiler. Bağımlılıkla mücadele eden bireylerin aileleri, duygusal ve maddi zorluklarla karşılaşabilirler, bu da aile bağlarını zayıflatır ve hatta bozar.
Ekonomik Yük: Toplum genelinde yaygınlaşan madde bağımlılığı, sağlık sistemine ve sosyal hizmetlere artan bir yük getirir. Bu durum, ekonomik kaynakların etkili bir şekilde kullanılmasını engelleyerek, toplumun genel refahını olumsuz yönde etkiler.
Güvenlik Sorunları: Bağımlılık, suç oranlarını arttırabilir ve toplum içinde güvenlik sorunlarına yol açar. Bağımlılıkla ilişkili suçlar, toplumun genel huzur ve güvenliğini tehdit edebilir.
Toplumsal Sağlık Sorunları: Bağımlılık, bulaşıcı hastalıkların ve zihinsel sağlık sorunlarının yayılma riskini arttırır. Böylece toplum genelinde sağlık hizmetlerine olan talebi arttırarak sağlık sistemini zorlayabilir.
Toplumda Algı ve Bilinç Düzeyi: Madde bağımlılığı toplumun genel algısını ve bilinç düzeyini etkileyebilir. Bu durum, bağımlılığın bir hastalık olarak kabul edilmesi, tedavi seçeneklerinin desteklenmesi ve toplumda farkındalık oluşturulması açısından önemli bir konudur.
Bağımlılık olgusunun toplum psikolojisi üzerindeki bu etkileri, konuyla ilgili geniş kapsamlı bir anlayış geliştirmenin ve toplum olarak bu sorunla mücadelede birlikte çalışmanın önemini göstermektedir. Toplumun bu konuda bilinçlenmesi ve destekleyici bir ortam sağlaması, bağımlılıkla mücadelede etkili bir strateji oluşturacaktır.
Bağımlılığın
Ekonomik Hayata Etkileri Nelerdir?
Bağımlılık, bireyleri sadece kişisel sağlık sorunlarına sürüklemekle kalmaz, aynı zamanda geniş çaplı ekonomik sorunlara neden olabilir. Madde bağımlılığının ekonomik hayata getirdiği olumsuz etkiler, bireylerin ve toplumun maddi kaynakları üzerindeki baskıyı arttırabilir ve genel ekonomik istikrarı dahi tehdit edebilir.
Bağımlılığın ekonomide yol açtığı olumsuz etki ve sonuçları şöyle özetleyebiliriz:
İş Verimliliğinde Azalma: Madde bağımlılığı, bireylerin işyerlerinde verimsiz hale gelmesine ve düşük performans göstermesine sebep olur. Bağımlılık çalışanların odaklanma yeteneklerini azaltır, iş disiplinini bozar ve genel iş verimliliğini düşürür. Bu durum, işyerlerinde ciddi ekonomik kayıplara yol açar.
Sağlık Harcamalarındaki Artış: Bağımlılıkla mücadele, bağımlı sayısı arttıkça sağlık sistemine giderek büyüyen bir yük getirir. Bağımlı bireylerin tedavisi için yapılan harcamalar sağlık bütçelerini yükseltir. Bu durum, devletlerin ve özel sağlık kuruluşlarının ekonomik kaynaklarını zorlayabilir.
Ceza Adalet Sistemi Harcamaları: Madde bağımlılığı suç oranlarında artışa yol açabilir ve bu da ceza adalet sistemi harcamalarını yükseltir. Hapis cezaları ve hapishane giderleri, mahkeme masrafları, denetim hizmetlerinin maliyeti gibi unsurlar, devletin bütçesinde ciddi bir yük oluşturabilir.
İşsizlik ve Gelir Kaybı: Bağımlılık, bireylerin işlerini kaybetmelerine ve bu nedenle ekonomik güçlüklerle karşılaşmalarına yol açabilir. İşsizlik, bireylerin gelir kaybına neden olarak ekonomik güvenliklerini sarsabilir ve sosyal yardım sistemlerine olan ihtiyacı arttırabilir.
Eğitim Harcamalarındaki Artış: Bağımlılıkla mücadele için yapılan eğitim ve bilinçlendirme programları, devletlerin eğitim bütçelerini arttırabilir. Bu durum, ekonomik kaynakların eğitim alanından diğer sektörlere kaymasına neden olabilir.
DIĞER HABERLER
-
Bağımlılık ile Mücadelede Şanlıurfa Örneği: Liman Ayık Yaşam Derneği
15 Eylül 2025, 19:09 -
Liman Ayık Yaşam Derneği'nin Urfa'da'daki Bağımlılıkla Mücadele Merkezi Hizmete Girdi
13 Eylül 2025, 11:17 -
Şanlıurfa’da madde bağımlılığıyla mücadelede yeni dönem
13 Eylül 2025, 10:34 -
Başkan Özyavuz’dan Ayık Yaşam Derneği’ne Anlamlı Ziyaret
13 Eylül 2025, 10:31 -
Gülpınar, Bağımlılıkla Mücadele Eden Gençlerle İftarda
13 Eylül 2025, 10:27 -
3. BÖLÜM BAĞIMLILIK: KORUNMA YOLLARI, ÇARE VE TEDAVİSİ
12 Eylül 2025, 16:55 -
2. BÖLÜM BAĞIMLILIK: ETKİLERİ VE SONUÇLARI
12 Eylül 2025, 16:54 -
1. BÖLÜM BAĞIMLILIK: TARİFİ VE SEBEPLERİ
12 Eylül 2025, 16:42 -
Umut Akyürek kızı Melek Bal’la paylaşım yaptı! Melek Bal’ın ‘eski günlerime döndüm’ pozu!
12 Eylül 2025, 16:26 -
Silivri AK Parti’den Liman Ayık Yaşam Derneği’ne ziyaret
10 Eylül 2025, 19:01